26 Mart 2010 Cuma

Facebook, cinsel hastalık riskini arttırır mı?


İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre Facebook kullanımı yaygınlığı ile frengi yayılması arasında bir bağlantı bulunuyor…

İngiltere’nin Sunderland, Durham ve Teeside bölgelerinde son yıllarda frengi hastalığının %400 artış göstermesi üzerine bu konuda bir araştırma yapıldı. Bu araştırmanın sonucuna göre Facebook ve benzeri sosyal paylaşım sitelerini kullanan pek çok kişinin buradaki bağlantıları aracılığıyla daha fazla partner ile korunmadan cinsel ilişkiye girmelerinin frengi hastalığının yayılmasında son derece etkili bir konumda.

Profosör Peter Kelly, özellikle genç bayanlarda görülen frengi hastalığı oranının bu sisteler nedeniyle dramatik bir şekilde artış gösterdiğini söylüyor.

Dr Petra Boynton gibi bazı bilim adamları ise araştırma verilerini onaylamakla birlikte bu verilerden böyle bir sonuç çıkarmanın bilimsel açıdan yeterli olmadığını iddia ediyorlar.

Dr. Ben Goldacre ise bu araştırmanın çok küçük bir kütle üzerinden değerlendirildiğini net bir sonuca ulaşmak için daha geniş kapsamlı bir çalışma yapılması gerektiğini söylüyor.

Facebook adına bu konuda açıklama yapan Andrew Noyes ise bu iddiaları çok gülünç bulduklarını söyledi. Düzenlediği basın toplantısında Noyes “ Facebook, cinsel partner bulmak için değil arkadaş, aile ve iş arkadaşları ile iletişim kurmak için bir platfordur. Bu sitede kişiler zaten tanıdıkları ya da tanışabilecekleri kişiler ile arkadaşlık sürdürmektedirler. Bu nedenle cinsel partner değiştirme sıklığı ile Facebook arasında hiçbir bağlantı olamaz” açıklaması yaptı.

Obama’nın Twitter hesabını hack eden Fransız yakalandı!


Amerikan Başkanı Barack Obama’nın Twitter hesabını hackleyen Croll parmaklıklar ardında…

AFP’den edinilen bilgilere göre Twitter’a karşı yapılan en büyük hack skandalına imza atan “Hacker Croll” FBI’ın yaptığı çalışma sonrasında Fransız polisleri tarafından kıskıvrak yakalandı.

Barrack Obama’nın Twitter hesabını hackleyen ve bazı özel dökümanları indirmeyi başaran Croll, FBI’ın azminden kaçamadı. Büyük bir hayran kitlesine sahip olan, 25 yaşındaki Croll’a henüz ne ceza verileceği kesin değil. Ancak Twitter kullanıcıların bir süre rahat nefes alabilecekleri kesin.

Windows 7′de IE8′i hack etmek 2 dakikalık iş!

Ünlü Pwn2Own hack yarışmasında 2 araştırmacının Windows 7 üzerinde kurulu Internet Explorer 8′i hck etmeleri 2 dakika sürdü…

Dünyaca ünlü hack yarışması Pwn2Own‘un bu yıl dördüncüsü düzenlendi. Yarışmaya damgasını vuran ise biri Hollandalı, diğeri Alman olan iki güvenlik uzmanının tüm yamaları yüklenmiş 64 bit bir Windows 7 üzerinde kurulu olan Internet Explorer 8‘i sadece iki dakika içerisinde hack etmeleri oldu.



Bu başarıları sayesinde hack etmek için kullandıkları diz üstü bilgisayarın yanı sıra 10 bin dolar para ödülü ve Temmuz ayında Las Vegas’da düzenlenecek olan DefCon konferansına ücretsiz gitme hakkı kazandılar.

Bunun arından kendisini Nils olarak tanıtan Alman güvenlikçi bir de Firefox 3.6‘yı hack etmeyi başardı. Her iki saldırıda da güvenlik uzmanları DEP ve ASLR güvenlik mekanizmalarını devre dışı bıraktılar.

Yarışmanın ardından geriye kalan tam güvenliğin gerçekten mümkün olup olmadığı sorusu oldu…

25 Mart 2010 Perşembe

EuroForensics Bilişim Konferansı Başlıyor...

Avrasya Bölgesinin en kapsamlı Adli bilişim & Adli Tıp etkinliği olan EUROFORENSICS Konferansı ve Sergisi 26 – 28 Mart 2010 tarihlerinde İstanbul Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesinde gerçekleştirilecek.



Adli bilişim, internet süjelerinin cezai sorumlulukları, kurumsal risk analizi, bilgi güvenliği, internet bankacılık suiistimalleri, kara para aklama, belge inceleme, bilgisayar inceleme, ağ inceleme ve benzeri birçok konunun dijital kanıt araştırma, bulma, incelemedeki yeni teknolojilerinin ve inceliklerinin tartışılacağı bu platformda; ayrıca adli tıp, olay yeri inceleme, balistik inceleme, DNA analiz ve bunlar gibi daha birçok günümüzün güncel konuları üzerinde çeşitli toplantı, seminer ve eğitimler yolu ile bilgi alışverişi yapılacak, katılımcı firmalar ilgili ürün ve çözümlerini yine bu platformda sergileyerek paylaşacak.

Tüm dünyadan yaklaşık 1500 kişinin katılacağı bu özel etkinlikte toplam 22 ülkeden adli bilişim ve adli tıp konusunda uzman katılımcı firma, konuşmacı ve ziyaretçi yerini alacak.

Bu bağlamda, EuroForensics, Türkiye’nin adli bilimler konularında bölgesel liderliğinin tüm Dünya kamuoyu ile paylaşılacağı bir etkinlik haline gelmiştir.

Konferans ve sergi, Adli Tıp Kurumu, TUBİTAK – UEKAE, Forensic People ve Türk İşbirliği Kalkınma İdaresi Başkanlığı desteğinde düzenleniyor.

Euroforensics fuar bölümü ise günümüzün adli bilişim ve ilgili güvenlik teknolojilerinin yerinde incelenebilmesi için doğru atmosferi sağlayacak. Katılımcı firmalar, konferans alanının hemen yanında bulunacak standlarında, çözümlerini ulusal ve uluslararası profesyonellere ve satın almacılara gösterme şansını yakalayacaklar. Katılımcı firmaların ihtiyacı dahilinde özel toplantı odaları, veya eğitim laboratuarları EuroForensics tarafından sağlanabilecek.

Konferans, seminerler ve fuar alanı sayesinde katılımcılar ve ziyaretçiler önemli global çözüm üreticileri ve profesyoneller ile bir araya gelme, profesyonel networklerini geliştirme ve adli bilişim ve güvenlik sorunlarına yönelik çözümler bulma şansını yakalayacaklar.

İstanbul Barosu üyeleri avukatlar için giriş ücreti, akademisyenlere ve kamu görevlilerine uygulanan fiyatla aynı olacaktır. Bu etkinlik ile ilgili ayrıntılı bilgi için www.euroforensics.com ‘u ziyaret edebilirsiniz.

23 Mart 2010 Salı

Firefox 3.6.2 geldi

Popüler tarayıcı Firefox’un3.6 sürümündeki güvenlik açığı nedeniyle, 3.6.2 sürümü beklenenden erken çıktı…

Firefox‘un son sürümü 3.6′da tespit edilen güvenlik açığı üzerine, Alman bilgi teknolojileri güvenliği departmanı vatandaşlarına tarayıcının yeni sürümünü kullanmamaları yönünde uyarı da bulunmuştu.

Benzer şekilde internet üzerinde hızla yayılan haber, Mozilla‘yı çok rahatsız etti ve normalde ay sonunda yayınlanması beklenen ve söz konusu güvenlik açığını kapatacak olan 3.6.2 sürümü beklenenden çok erken yayınlandı.

Eğer hali hazırda Firefox kullanıyorsanız, güncellemeleri kontrol ederek tarayıcınızı en son sürüme yükseltebilirsiniz, veya Firefox’un sitesinden tarayıcının 3.6.2 sürümü indirebilirsiniz.

TWİTTER"da OBAMA ya suikast planı

İfade özgürlüğünü kavramını tam olarak anlayamamış iki kullanıcı Twitter’da Obama’ya suikast çağrısında bulundu. FBI peşlerinde…

Sosyal ağlardaki ilginçliklere hala alışmaya çalıştığımız bir dönemden geçiyoruz. Bu sefer ki ilginç gelişme, dün ABD’deki sağlık reformu oylaması gerçekleşirken meydana geldi.

Oylama esnasında ABD Başkanı Barrack Obama‘ya sinirlenen iki kullanıcı Twitter‘da Obama’nın öldürülmesinin çok da kötü olmayacağına dair yorumlarını yazdılar. Her iki kullanıcı da ABD Başkanı’na suikast çağrısında bulunmanın pek de hafife alınan bir şey olmadığını, mesajlarından çok kısa bir süre sonra yaşayarak öğrendiler.

ABD Gizli Servisi olaya el koydu ve iki kullanıcının kimliklerini tespit etti ve göz altına aldı. Polis sorguları süren bu iki kullanıcının gerçekten bir suikast hazırlığında olup olmadığını araştıracak. Eğer değillerse büyük ihtimalle ağır bir ceza almayacaklar ama bu yaptıklarından pişman olmalarına yetecek bir yaptırım uygulanacağı da kesin.

Twitter‘daki ilk suikast mesajında şunlar yazılmıştı: “SUİKAST! Amerika, Lincoln ve Kennedy suikastlarını atlattı. Barrack Obama’ya sıkılacak bir kurşunu da atlatırız”. İkincisi ise;” Suikaste uğramalısın @Barack_Obama” şeklindeydi.

21 Mart 2010 Pazar

FireFox "eski sürüme yardım yok"



Microsoft çok uğraşmıştı, şimdi uğraşma sırası Firefox'ta: İşte Mozilla'nın bitirdiği efsane...

Mozilla yaptığı açıklamayla popüler internet tarayıcısı Firefox'un eski sürümlerini kullananları uyardı.

Bu uyarıya göre Firefox 3.0 artık Mozilla tarafından desteklenmeyecek. Gelecek güvenlik güncellemesinden sonra Mozilla 3.0 sürümü için yeni bir güncelleme çıkartmayacak.

Mozilla'nın bu kararı almasında Firefox 3.0'ın oldukça yaşlı bir tarayıcı olması ve eski programlarda güvenlik, uyumluluk ve performans sorunlarını düzeltmenin çok zahmetli olması önemli rol oynadı.

Mozilla'nın Firefox 3.0 kararı ile, Microsoft'un Internet Explorer 6.0 kararı birbirine çok benziyor. Bakalım Mozilla'nın kullanıcıları eski sürümlerden vazgeçirmesi Microsoft'tan daha kolay olacak mı.

İYİ Kİ DOĞDUN TWİTTER(4 YAŞINDA)

Sosyal medyanın en önemli olaylarından biri haline gelen Twitter, tam olarak 4 yıl önce bugün doğmuştu…

Pek çok benzeri gibi Twitter‘ın da yaygınlaşması biraz zaman almıştı. Bu nedenle şu anda aktif olarak Twitter kullanan pek çok kişi, bu popüler servisin çok daha yakın bir tarihte hayata geçtiğini düşünüyor olabilir. Fakat aslında Twitter hayata geçeli tam 4 yıl oldu.

İlk mesaj 2006 yılında Twitter’ın kurucusu Jack Dorsey tarafından gönderilmişti. Bugün ise artık Twitter Colins İngilizce Sözlüğüne girdi ve günde 50 milyon Tweet‘in gönderildiği dev bir sisteme dönüştü…

Facebook'ta şifre tuzağı!



Facebook şifreniz başınıza iş açabilir: Eğer şifrenizle ilgili uyarı alıyorsanız, dikkat edin!

Virus yüklü yeni bir e-posta, Facebook şifrenizin sıfırlandığını ve yeni şifre oluşturmanız için e-postadaki eklentiyi açmanızı istiyor.

Ünlü anti-virus yazılım şirketi McAfee'nin açıklamasına göre eğer eklentiyi açarsanız birkaç çeşit kötü yazılımın yanı sıra şifrelerinizi çalan bir program da bilgisayarınıza yüklenecek.

Facebook geçtiğimiz günlerde sitesinde, virusün e-postada görüldüğü anda silinmesiyle ilgili kullanıcılarını uyardı.

McAfee'nin kötü amaçlı yazılım araştırma ve komünikasyon müdürü Dave Marcus, hacker'ların Asya, Avrupa ve Amerika'ya bu virüslu e-postadan on milyonlarca yolladığını tahmin ediyor. "Yeminiz Facebook ise eklentiye tıklayabilecek 400 milyon potansiyel kullanıcınız var. %10 başarılı olsanız 40 milyon kullanıcı eder."

E-postanın konu kısmında "Facebook password reset confirmation customer support (Facebook şifre sıfırlama onayı müşteri desteği)" yazıyor.

18 Mart 2010 Perşembe

Bilgisayarlara haciz konulabilir mi?

Hakkınızda başlatılan bir icra takibi kesinleşirse, icra müdürünün, alacaklının talebi ile mal ve haklarınıza el koymasına haciz denir. Hacizde, yalnızca söz konusu alacağı karşılamaya yetecek kadar mal ve hakkınız haczedilecektir. Hangi mallara el konulacağı konusunda ise İcra İflas Kanun’unun düzenlemesi şöyle: Haczedilen mallar borçluya yokluğu en az yük teşkil edecek mallardan olmalı ve kanunun belirlediği sıraya göre haczedilmeli. Buna göre öncelikle borçlunun çekişmesiz taşınırlarından satımı kolay olan altın, gümüş, para gibi mallardan hacze başlanmalı. Şayet bunlar yoksa veya alacak miktarını karşılamaya yetmezse o zaman borçlunun diğer taşınır mallarına, en son taşınmazlarına el konulur. Peki ya bilgisayarınız?

Şahsi ve belki de sizin için hayati olan mesleki belgelerinizi, yıllar boyunca elde ettiğiniz verileri, manevi değer taşıyan fotoğraflarınızı, videolarınızı hatta anılarınızı kaydettiğiniz bilgisayarın ya da bunun gibi değeri yüksek, veri yedeklemede kullanılan harici cihazların haczine engel olunabilir mi? Haczedilirse bu verileri yedekleme ve silme hakkınız var mı? İşte bu noktada kanun koyucunun en büyük eksikliği, bilgisayar haczine bir açıklık getirmeyişi. Bilgisayarlara dair düzenlemeye Ceza Usul Kanun’unda yer vermişken, İcra İflas Kanun’unu es geçmesi ise tezatlık yaratsa da en azından Ceza Yargılaması bakımından usule ilişkin düzenlemeyi bilmekte fayda var. Çünkü, en ağır suçlarda bile bilgisayara el konulması kişisel verilerin, mesleki bilgilerin ve özel hayata ilişkin verilerin gizliliğini korumak adına neredeyse mümkün değilken, basit bir borç alacak meselesinde dahi bilgisayarlara ve diğer aygıtlara el konulabilmesi çok ciddi sorunlara yol açabilecektir.

CMK’ya göre soruşturma sırasında şüpheli hakkında delil toplanacak başka bir imkan kalmamışsa, Cumhuriyet Savcısı’nın şüphelinin bilgisayarına el koyması hatta verileri kopyalaması mümkün. Ayrıca delil elde etmek için son çare şüphelinin bilgisayarına başvurmak değilse ve buna rağmen bilgisayara el konulduysa veya veriler kopyalandıysa, toplanan bu deliller hukuka aykırı delil niteliği taşır ve artık yargılamada kullanılamaz.

Kanundaki bu düzenlemeye göre şüpheli dilerse verilerden bir kopya edinebilir. Kanımca şüpheli talep etmese dahi, yedeklenen veriler kendisine teslim edilmelidir. Sonuçta suç unsuru olduğu iddia edilen verilerin yedeklerinin şüphelide de bulunması, her iki tarafın da yargılamanın ileri safhalarındaki güvenliği açısından gerekli olacaktır.

Peki Hukuk davalarında durum nedir? Bir avukatın dava dosyalarının ya da senaristin yazdığı senaryonun kayıtlı olduğu bilgisayar haczedilirse ne olacak?

İcra İflas Kanunu, borçlunun bir sanat veya meslek sahibi olması halinde mesleği için gerekli aletleri haczedilemeyen mallardan saymıştır. Kanunda çiftçilerin tarımda kullandığı aletler buna örnek olarak gösterilmiştir. Çiftçinin haklarını düzenleyen kanunda, bilgisayara ilişkin düzenleme olmaması çok normal. Sebebi ise ortada.Kanunun yürürlüğe girdiği tarih ile günümüz arasındaki teknolojik uçurum. Oysa ki günümüzde bilgisayar pek çok alanda mesleki faaliyetin devamı açısından hayati önem taşımaktadır ve bu durum görmezden gelinmektedir.Kısaca günümüz ihtiyaçlarına cevap vermeyen kanun artık bu konuya bir açıklık getirmelidir.

Kaldı ki haczedilen bilgisayarın satışı ile yalnızca mesleki değil kişisel veriler de rızanız olmadan yeni alıcıya geçmektedir. 3. kişinin eline geçen bu verilerin kötü niyetle sizin aleyhinize kullanılması da mümkün. Bu noktada Anayasal haklardan olan ‘Özel Hayatın Gizliliği’ ilkesini ihlal söz konusu. Verilerin bu şekilde aleyhte kullanılabileceği izlenimi, bireylerin sürekli olarak kendilerini güvende hissetmemesine neden olur ki, bu da devlete olan güveninin sarsılması demektir. Oysa devlet, hem borçluyu, hem alacaklıyı eşit mesafede koruyarak bu güveni sağlamakla yükümlüdür.

Şayet haczedilen bilgisayarda kayıtlı, bilgisayarın maddi değerini arttıracak derecede önemli yazılımlar varsa ve borçlunun düşündüğü değerin altında bir değer biçilirse menfaati zedelenmiş olacaktır. Menfaati zedelenen borçlu, hacizden itibaren 7 gün içinde İcra Tetkik Mercii’ne başvurabilir. Bunun dayanağı ise İcra İflas Kanunu’nda belirtildiği üzere, haczedilen malların değerini takdir edecek olan icra memuru, hacizde tarafların menfaatine uygun davranmak zorundadır. Ayrıca kıymet takdirinde uzmanlık gerektiren haller varsa bilirkişiye de başvurabilir.

Bilgisayarların haczedilemeyeceği bizim görüşümüz ama, uygulamada haczedilirse birkaç noktaya değinmekte fayda var:

- Alacaklı rıza gösterirse İİK md.88’e göre haczedilen mal, istenildiği zaman verilmek şartıyla, yediemin olarak borçluda kalabilir. Böylece bilgisayardaki verileri yedekleyip silme imkanınız olacaktır. Ancak alacaklı buna onay vermezse haczedilen mal yediemine teslim edilecektir.

- Bilgisayar hassas bir cihaz olmasından dolayı yedieminde titiz koşullarda taşınmalı ve saklanmalıdır. Bu yüzden bilgisayarda bozulma veya verilerin kaybolması söz konusu olursa, yedieminlik görevini suistimal suçu oluşur ve Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulunulmalıdır.

- Haciz halinde bilgisayardaki verilerin yedeklenmesine ve silinmesine, icra memuru tarafından müsaade edilmeli ayrıca borçlunun kendisine kapattırılmalıdır. Elbette bu işlemler de tutanağa geçirilmelidir. Ancak kanunda icra memurunun böyle bir yükümlülüğü olmadığına göre, bilgisayarınızın kaderi biraz da icra müdürünün hoşgörüsüne kalmış gibi görünüyor.

- Eğer ki haczedilen bilgisayarın sizde bırakılmasına alacaklı onay vermediyse, haciz esnasında verileri yedeklemek de mümkün olmadıysa yada hacizde hazır bulunamadıysanız, masrafı size ait olmak üzere, yedekleme ve silmenin adli bilişim uzmanlarınca yapılması talebinde bulunabilirsiniz.

- İcra memuru, iş yükü nedeniyle bilgisayarınızı haczederken verileri yedeklemenizin çok zaman alacağı gerekçesiyle veya keyfi olarak bunu kabul etmezse, ikna kabiliyetinizde yeterli olmadıysa, geriye izlenecek tek yol kalıyor. İcra Tetkik Mercii’ne icra müdürünün bu işlemini şikayet etmek.
Aleyhine başlatılmış icra takibi olmasa dahi bireylerin sürekli olarak verilerine el koyulacağına dair güvensizlik hissetmesinin önüne geçmek için yapılması gereken şey belli. Kanuni düzenleme şart. Aksi halde ne yazık ki hukuk devleti ilkesi anlamını giderek yitirecektir.

Siber askerler geliyor. 3. Dünya Savaşı İnternet’te mi çıkacak?

Önce haberin özetini okuyalım:
“ABD ordusuna ait bilgisayarlara yaptıkları binlerce saldırı nedeniyle 1 trilyon doları bulan zarara sebep olan siber korsanlara karşı başlatılan mücadele hakkında bilgi veren ABD Başkanı Barack H. Obama, ulusal stratejik varlıkların korunması için yeni bir görev alanı oluşturulduğunu ifade etti.

Obama, “siber güvenlik çarı” olarak adlandırılan bu göreve gelecek kişinin hükümet bürokrasisini koordine edeceğini kaydederek, doğrudan kendisine bağlı bir birim olarak hizmet vereceğini söyledi.

21. yüzyılın Amerikan ekonomisinin siber güvenlik sayesinde koruma altında tutulacağını belirten Obama, uygulamaya ilişkin olan endişelere de yanıt verdi. Obama, özel hayatın gizliliği ve özel şirketlerin internet trafiği konusunda Beyaz Saray’ın herhangi bir izleme eğiliminin olmayacağını açıkladı. Bu arada uygulamanın Pentagon tarafından planlanan yeni bir askeri gücün oluşturulması olarak algılandığını hatırlatarak, böyle bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti.”

Kaynak: http://www.sabah.com.tr/Dunya/2009/05/30/obama_siber_guvenlik_icin_dugmeye_basti

• Obama aslında ne yapmak istiyor? Silahlı ordunun yanı sıra artık düzenli hacker ordusu mu kuruluyor?

ABD Başkanı Obama’nın ulusal stratejik varlıkların korunması amaçlı yayınladığı bu deklarasyon aslında, komplo teorisi olarak dillerde dolaşan bir olgunun resmi bir nitelik kazanmış halidir. Zira, ABD’nin bilişim güvenliği konusunda, çalışmalar yaptığı bu konudaki fiziki altyapısını oluşturmaya çalıştığı bilinmekteydi. Hatta, ülkenin en azılı siber suçlularını yetiştirip ülke yararına kullanmaya çalıştığı da bilindik bir gerçektir. Aynı zamanda birçok devlet halen ABD’deki şirketlerin Bilgisayar sistemlerine bağımlı hale gelmişlerdir. Hal böyle olunca da Amerika gizliden gizliye yaptığı bu örgütlenmeyi, gizlilikten çıkarıp gayet açık bir şekilde yaptığını duyurmuştur.

“Siber güvenlik çarı” olarak adlandırılan bu birim, özel hayatın gizliliği ve özel şirketlerin gizli bilgileri, internet trafiği konusunda bir izlenimi olmayacağı açıklamıştır. Ancak bunun bir güvencesi olmadığı gayet açıktır. Zira, kişilerin gizli bilgileri, devletin kendisi tarafından kaydedilmesinin müeyyidesi ne olacak belirtilmemektedir. Bu kadar yetişmiş bir kadro kurulmasındaki amaç da zaten kişileri, şirketleri ve hatta ülkeleri fişlemektir. Çünkü birçok devlet artık bilişim teknolojilerini kullanmaktadır. Dünyadaki, büyük şirketler web tabanlı programlar ile işlerini yürütmektedirler. Bu sayede, tüm şirket bilgileri güvenli olduklarına inandıkları serverlar da bulunmakta ve çalışanlar internetin bulunduğu her yerden bu bilgilere ulaşılabilmektedir. Web tabanlı uygulamalarda ise, en çok Amerikan şirketler tercih edilmektedir. Zira bu halde Amerika’nın siber güvenlik ordusunun nelere sahip olabileceğini tahmin etmektesiniz. Hatta ülkemizdeki sağlık, eğitim, savunma ve hukuk gibi alanlarda dijital ortama geçiş yapıldığını ve ilgili sistemlerin, Amerikan şirketlerinin destekleri ile oluşturulduğunu düşünürsek ülkemiz adına tehlikenin ne boyutta olduğu açık ve net görülmektedir.

• Ulusal Bir İşletim Sistemimiz Neden Yok? Var ise Neden Kullanılmıyor?

Tüm bu gelişmeler yaşanırken, ülkemizdeki en önemli kurumlar (Adalet, Sağlık, Finans, Savunma vb) dijital ortama geçmişlerdir. Fakat halen, kendi mühendislerimizin geliştirdiği, aktivasyonunu kendimizin yaptığımız bir işletim sistemi kullanılmamaktadır. Neden dışa bağımlı olmaya bu kadar gayret gösteriyoruz? Bir an evvel Türk mühendislerinin ortaya çıkardığı, bir işletim sistemi devlet birimlerince zorunlu olarak kullanılmaya başlanmalıdır. Bakın şöyle bir tarihe, matbaa geldi kullanamadık ve sonucuna katlandık. Bu ülke insanı, o kadar yokluk içerisinde “araba” ve “uçak” üretebildi, fakat değerini bilemedik. Belki de, destek verilseydi, bugün dünyanın en ünlü ve sağlam araba markası Türklerden çıkabilirdi. Hatta, tüm dünyaya uçak üreten bir ülke olabilirdik. İşte bu yüzden, derhal ulusal bir işletim sistemi oluşturulmalıdır. Şayet bu konuda çalışmalar var ise, derhal geliştirilmeli ve eksiklikler giderilerek kullanıma başlanmalıdır. Fakat devletin her biriminde kullanım kararı alabilmek biraz yürek istemektedir. Çünkü, kendi işletim sistemimizi kullanırsak Sam Amca bize çok kızabilir.



• 3. Dünya savaşı internette mi kopacak? Bu savaşa hazırlık mı var?

Bir görüşe göre, 3. Dünya savaşı siber ortamda olacaktır. Buna göre fiziki orduların yerini, devletlerin özel yetiştirdiği hacker orduları alacaktır. Savaşlar bir süre sonra tankla topla değil, ülkeler arasında bilişim sistemleri üzerinden yapılacaktır. Böylece, savaşta yenilen devletin tüm sistemleri çökecek, tüm bilgilerine ulaşılabilecek ve en önemlisi hayati sistemleri yok edilebilecektir. Topraklarına el konulmasa bile verilecek zarar, tahmin edilemeyecek boyutlarda olabilecektir. Big Brother, yani büyük abi zaten her şeyi izlemekte ve görmekteyken, olası bir savaşta olabilecekleri şimdiden düşünmek çok da zor bir şey olmayacaktır.

Haberde de okuduğunuz gibi, Sam Amca bilişim çağına gayet iyi hazırlanmaktadır. Zira, süper güç olabilmenin en önemli unsurlarından biri de ileriyi görebilmektir. Bizde ise, internet ve bilgisayar daha yeni algılandığı için kaplumbağa misali çalışmalar devam etmektedir. TÜBİTAK’ın Bilgisayar Olaylarına Müdahale Ekibi (BOME) kurduğunu ve yaptıkları iş nedeniyle “Siber Ordu” diye adlandırılan ekipte, her biri kendi alanında uzman beşi tam zamanlı 40 kişi çalıştığını, kamuoyuna düşen haberlerden okumuştuk. Bu haber sizi yanıltmasın ve “Ne güzel, biz de siber savaşlara hazırlıklıyız” diye zannetmeyin lütfen! Bu çalışmanın bile çok yetersiz olduğunu söylemeye gerek yok. Yurdum insanı ve yönetenleri daha interneti çözmeye çalışmaktadır.

Bunun dışında uygulamada ise sorunlar anlatılmakla bitmeyecek haldedir. İnternetin hukuki boyutunu öncelikle zihinlerde oturtamadığımız için, halihazırda mahkemeler tarafından verilen kararlar, 0 ve 1’lerin dünyasında durmadan hata vermektedir. Kanun koyucunun da bilgisayarı ve interneti keşfedememesinden ötürü, yürürlüğe koyduğu maddeler yüzünden, işin içinden çıkılmaz bir hale gelinmesine sebep olmuştur.

Ülkemizdeki bu duruma seyirci kalan ve bana göre bir an önce elini taşın altına sokması gerekenler ise esasen bu işin içinde olanlardır. Bir başka deyişle, internet camiasının içinde, örgütlenmeye çalışan veya örgütlenmiş olan sivil toplum kuruluşlarıdır. Maalesef bu kuruluşlar seslerini yeterince duyuramamaktadırlar. Bu kuruluşlarca, kamuoyunu bilgilendirici, geniş kitlelere ulaşan haberler yapılmamaktadır. Amerika’nın siber alemde neler ile uğraşmaya başladığını artık resmi olarak da bilmekteyiz. Fakat biz halen, internetteki erişime engelleme yasaklarını tartışan ülke konumundayız. İnternet kullanıcılarının oluşturduğu Sivil Toplum Kuruluşları! Artık sesinizi duyurmanın zamanı gelmedi mi sizce?

16 Mart 2010 Salı

Blog sahipleri dikkat… bö!2010 kayıtları başladı!

2008′den bu yana düzenlenen Blog Ödülleri’nin 2010 yılı başvuruları bugün başladı ve 30 Mart’a kadar devam edecek.


Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Blog Ödülleri 2010‘a kayıtlar başladı. 30 Mart‘a kadar devam edecek yarışma internet kullanıcılarının blog alışkanlığı kazanmasını ve özgün Türkçe içerik üretmesini sağlamayı hedefliyor.

10 – 30 Nisan arasında gerçekleşecek halk oylaması süreci sonunda kategorilerinde en yüksek oyu alan 5 blog, 2 – 6 Mayıs tarihleri arasında jüri üyeleri tarafından değerlendirilecek ve 8 Mayıs‘ta düzenlenen ödül töreni ile 2010′un en iyi blog’ları belirlenmiş olacak.

Blog Ödülleri 2010‘da bu yıl başvurabileceğiniz 17 kategori şunlar: Aile, İş Dünyası, Gezi, Haber Gündem, Hobi, Kadın, Kültür Sanat, Kişisel, Moda, Otomobil, Oyun ve Eğlence, Reklam Pazarlama, Spor, Teknoloji, Topluluk, Windows Live Spaces ve Yemek.

Blog’unuzu tanıtmak ve şansınız denemek için http://2010.blogodulleri.com/ adresini ziyaret edebilirsiniz.

Twitter ve Facebook, CNN’i korkutuyor

Cable News Network, ya da daha iyi bilinen adıyla CNN’in ABD başkanını hiçbir rakibi sosyal ağ siteleri kadar korkutmuyor…

2004 yılından beri CNN Amerika’nın başında olan Jonathan Klein en büyük korkusunu açıkladı. Klein’e göre CNN’in en büyük rakibi internetteki sosyal ağlar ve bu konuda acilen harekete geçmek gerektiğini söylüyor. New York’ta düzenlenen Meda Summit 2010′da konuşan Klein; “Fox’u seyreden 2 milyon kişiden çok Facebook’taki 500 milyon kişi beni endişendiriyor” dedi.



Klein korkusunun sebebini ise şöyle açıklıyor: “Beni asıl korkutan rekabet sosyal ağ siteleri ile olan rekabet. Facebook‘taki arkadaşlarınız veya Twitter‘da izlediğiniz kişiler sizin için güvenlik bilgi kaynakları. Onlara güvendiğiniz için gönderdikleri bağlantılara tıklarsınız. Twitter‘da izlediğini 1000 kişi yerine sizin için haber konusunda en güvenilir kaynak olmak istiyoruz”.

“Bir zamanlar internette yer almak önemli bir başarıydı, şimdi sadece orada bulunmaktan fazlasını verebilmeniz gerekiyor” diyen Klein, CNN’in yeni hedefinin ise web kullanıcılarının CNN’deki “bir şeylere” bağlantı vermesini sağlamak olduğunu açıkladı.

CNN’in bu konuya büyük önem verdiğini Twitter ve Facebook‘tan da görmek mümkün. CNN, Twitter üzerinde 1 milyona yakın takipçiye sahip. CNN Breaking News‘u izleyenlerin sayısı ise 3 milyona ulaşmak üzere. CNN’in Facebook’taki sayfasının ise 800 binin üzerinde hayranı bulunuyor.

Street Fighter yeni oyuncu "HAKAN"

Milyonlarca oyuncunun sevgilisi Street Fighter serisinin yeni oyununda karakterler arasında Hakan adında bir de pehlivan var…

27 Nisan’da piyasaya çıkacak olan Street Fighter 4 oyununda ilginç bir sürpriz yer alıyor. Farklı dövüşçü karakterlerin arasında dev cüssesi, turuncuya çalan rengi ve mavi saçlarıyla yeni bir karakter göze çarpıyor.

Burma bıyıklı bu karakterin adı Hakan ve o bir yağlı güreş ustası. Dev cüssesine rağmen vücudunu sık sık yağlaması nedeniyle, pek de kolay alt edilemeyecek olan Hakan sık sık vücudunu yağlıyor. Hakan, Capcom tarafından yayınlanan videolarda ortaya çıktı ama bu haberi hazırladığımız sırada henüz Street Fighter 4 sitesindeki karakterler galerisinde yerini almış değildi.

Türkçe Karakterli Alan Adlarında (domain names) Hukuka Aykırı Kullanımlar



IDN nedir?
Kısaca IDN olarak kısaltabileceğimiz Internationalized Domain Names kavramının Türkçesi olarak Uluslararasılaştırılmış Alan Adları tamlaması kullanılıyor. Standart Internet alan adları çok kısıtlı bir karakter kümesini destekler: a-z, A-Z, 0-9 ve ‘-”den başka hiçbir karakter içeremezler. İşte bu kısıtlama, insanların kendi dillerinde alan adları kayıt ettirmesine büyük oranda engel olmaktadır. IDN tam da bu noktada ilgimizi çekiyor. IDN kavramını, ASCII olmayan karakterleri içerebilen alan adları diye en kısa şekilde tanımlayabiliriz.

Uluslararasılaştırılmış Alan Adları’nın alt yapısı ve işleyişi
IDN standardı, alan adlarını birbirine dönüştürecek algoritmalar sunarak var olan alan adı sistemini yenilemeye değil, genişletmeye yönelir. Standardın sunduğu algoritmalar Unicode karakterlerinden oluşan bir alan adını sadece ASCII karakterlerinden oluşan bir alan adına dönüştürebilir veya ASCII hali verilmiş bir IDN’i Unicode karakterlerden oluşan hale çevirebilir.

IDN, var olan yapıyı değiştirmemek için dönüştürme işini tarayıcıya aktarır. IDN kaydı sırasında kullanıcı aslında tam olarak istediği alan adını almaz. Sistem kullanıcının adına IDN’in ASCII halini kaydeder. Örneğin kullanıcı ‘türkçeisimtescil.com’u kaydettirdiğinde gerçekte ‘xn--trkeisimtescil-ijb74a.com’ alan adını almış olur. Bu alan adını barındıran sunucu ve DNS sunucu da bu alan adını kendi yapısında ‘xn--trkeisimtescil-ijb74a.com’ olarak saklar. IDN destekli bir tarayıcıya örneğin ‘tanırmedya.com’ yazdığında, tarayıcı IDN standartlarında belirtilen algoritmaları kullanarak bu alan adının ASCII karakterlerinden oluşan halini bulur ve DNS sorgulamasında sıradan bir alan adını sorgulanır. Uluslararası Alan Adı uygulaması İnternet sayfası adreslerinde sorunsuzca çalışırken, e-posta sistemlerinde henüz tam olarak desteklenememektedir.

Hukuka Aykırı Kullanım
IDN homograph diye adlandırılan saldırı tekniği ile; kötüniyetli üçüncü şahıslar, internet kullanıcılarını o an için ulaşmış oldukları uzak sistemin başka bir sistem olduğu yolunda aldatabilirler. Gerçeğin bu şekilde çarpıtılabilmesi yüzünden: pek çok değişik karakter kümesi tamamen ya da büyük ölçüde ayırt edilemez şekilde bir diğerine benzediklerinden kötü amaçlı kullanıma açık durumdadırlar.

Fake web sitesinin URL adresi, sahteci(phisher) tarafından şifrelenerek (encoding) yazılabilir. Kullanılan şifreleme(encode) metoduna göre değişiklik gösteren bu yolla, kullanıcılar gördükleri web linki ile linkin gittiği adresin farklı olduğunu anlayamazlar. Bu tekniklerden biri olan IDN hilekarlığı (spoofing), unicode URL adreslerini kullanır. Bu unicode adresler de, tarayacılar tarafından orijiinal web sayfası olarak algılanabilir. Böylece özellikle çevrimiçi bankacılık veya e-ticaret sitelerini kullanan kullanıcı, hangi sayfaların gerçek hangi sayfaların sahte olduğunu güçlükle ayırt edebilir. Hacker, kullanıcıyı önce sahte(fake) web sitesine sokar, şifresini ve kullanıcı ismini kayıt altına log dosyası olarak alıp, sonra genellikle kullanıcıyı tekrar orijinal web sitesine yönlendirir. Böylece kurban, bir hata mesajı ile karşılaştığını sanıp, tekrar linke tıkladığında kendini, gerçek web sitesinde bulduğu için asla şüphelenmez. Bu şekilde hacker tüm hayati bilgileri hukuka aykırı şekilde elde edebilir.

Spoofing saldırıları yapmak isteyen pek çok kişi tarafından kullanılabilir bir durum olan bu husus, Internet Explorer 7’de de bir güvenlik açığı olarak bildirildi. Açığın tüm güncellemeleri yapılmış Windows XP üzerinde çalışan IE7′yi de etkilediği rapor edildi. Bu açık, HTTP Temel Kimlik Denetimi(Basic Authentication) diyalog kutularında IDN (uluslararası Alan Adı) implementasyonun beklenmedik davranış göstermesinden kaynaklanıyor. Bu açıkta, alan adında uluslararası karakterler kullanarak sunucuyu kandırarak(spoof ing) yararlanmak mümkün oluyor.

Eğer kişi IDN Spoofing yöntemi ile konusu suç teşkil eden eylemler yapıyor, örneğin yukarıda belirtildiği gibi banka müşterilerinin şifrelerini çalma yönünde ataklar yapıyorsa spoof yapan kişinin bunu suç yolunda elverişli bir araç olarak kullandığı kabul edilerek IDN Spoofing’in hukuka aykırı olduğu söylenebilecektir.


Somut Örnekle Açıklama
Ermeni, İbrani ve Kiril gibi bazı şekil tabanlı alfabeler benzetme yoluyla aldatma için oldukça iyi kaynaklar durumunda. Belki de içlerinden en çok başvurulanı ise Kiril alfabesi. Çünkü bu alfabe a, c, h, e, i, j, o, p, s, x ve y harflerine çok benzeyen 11 adet kendine özgü harf içeriyor. Büyük harflerden de örnek verecek olursak, Kiril alfabesindeki В,Ғ,Н,К,М ve Т harfleri de Latin alfabesindeki B,F,H,K,M ve T harflerine benzerlikleriyle bu tür bir aldatmacada araç olarak kullanılabilirler.

Örneğin bir Kiril harfi olan “a” Latin alfabesindeki “a” harfinin yerine kolaylıkla kullanılıp “www.apple.com” gibi bir alan adının kötü niyetli bir kimse tarafından yapılmış benzerinin orjinal site zannedilerek ziyaret edilmesine olanak sağlayabilir. Örnek verdiğimiz bu alan adındaki Latin “a” harfi yerine Kiril “а” kullanılarak tescil ettirilen http://www.аpple.com/ adresi Apple şirketinin orjinal sayfasına yönlenmeyecektir, harflerin normal bir insanın ayırt edemeyeceği kadar benzer olması ise bunun ne kadar tehlikeli sonuçlara yol açabileceğinin en büyük göstergesidir.

Türk Ceza Kanunu Açısından
Bu türden IDN kandırmacalarının hepsi herhangi bir saldırı olmadığı sürece yasaldır. Fakat IDN algortiması kullanılarak bir site adının taklit edilmesi herhangi bir kişi yada kuruma zarar verdiği anda durum suç teşkil etmeye başlayacaktır. Böyle bir suçtan bahsedebilmek için objektif olarak bir hareketin yapılması ve bu hareketin sonucunda ceza hukuku açısından bir netice meydana gelme ihtimalinin kuvvetli olması gerekir. Yoksa zaten kişinin kendine ait siteler için bu tür bir yola başvurmuş olması ceza hukuku anlamında bir anlam ifade etmemektedir. Maalesef Türkiye’de spoofing atakları için doğrudan bir ceza hükmü olmadığı gibi doğan olarak IDN saldırıları için de TCK’da açık bir hüküm yoktur. Bu tür suçlar için Türk Ceza Kanunu’nun bilişim suçlarını düzenleyen 243. Ve 244. Maddeleri kullanılamaz durumdadır.

Burada kullanılabilecek tek hüküm olarak 157. Madde olarak karşımıza çıkmaktadır. TCK Madde 157’ye göre Dolandırıcılık, “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlamak” şeklinde tanımlanmaktadır. Bilişim suçu açısından ise bilgisayar ve her türlü teknoloji kullanarak yapılan şaşırtma,aldatma,kandırma eylemlerini, bilgisayar yoluyla Dolandırıcılık olarak tanımlamak mümkündür. Dolandırıcılık suçunun; bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi hâlini düzenleyen TCK 158/1-f maddesine göre, genellikle bankacılık işlemlerini ”internet bankacılığı” kullanarak yapan kullanıcıların maruz kaldıkları bir bilişim suçu olarak görebileceğimiz IDN spoofing için iki yıldan yedi yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunabilecektir.

Teknik Korunma
Bu tür saldırılardan teknik olarak korunabilmek için: son sürüm olan ve güncellenmiş anti-virüs yazılımlarıyla çalışmak ya da virüs ve benzerlerinin(trojan,malware vb.) bulunmadığı ya daha az bulunduğu işletim sistemlerini(Mac Os X, Linux) kullanmanızı öneriri. Bununla beraber en önemlisi de; kullandığınız ağ tarayıcısının güvenilirliğinden kesin olarak emin olmanızdır. Tarayıcı ayarlarından IDN desteğini kapatmak kısa yoldan bir çözüm olarak değerlendirilebilir. Ancak IDN kullanan alan adları yaygınlaşmakta ve bunları kulanmak ve fakat bir bir sahtekarlığa da kurban gitmemek istiyorsanız en son çıkmış yamaların yüklenmiş olduğu son sürüm Safari ya da Firefox kullanmanızı evleviyetle salık veririm.

Kaynaklar : http://en.wikipedia.org/wiki/Internationalized_domain_name
http://en.wikipedia.org/wiki/IDN_homograph_attack
http://ha.ckers.org/blog/20070608/cross-domain-basic-auth-phishing-tactics/
http://www.lookout.net/test-cases/idn-and-iri-spoofing-tests/

Facebook ilk kez ABD'deki haftalık trafik rakamlarında Google'ı geride bıraktı.



Facebook, ABD’deki tıklanma rakamlarında ilk kez Google’ı geride bıraktı.

İnternet trafiğini takip eden Hitwise firmasının rakamlarına göre 8 Mart’ta başlayan hafta Facebook’un trafik payı yüzde 7.07 olurken, Google yüzde 7.03’te kaldı.

Aynı hafta Facebook.com adresine tıklayanların oranında yüzde 185 artış olurken, Google ziyaretçileri sadece yüzde 9 arttı.
Huffington Post sitesinin bildirdiğine göre Facebook günlük olarak daha önce de birkaç kez Google’ı geçmişti, ancak ilk kez haftalık toplamda bu gerçekleşiyor.

Facebook, trafik rakamlarında her geçen yıl Google ile arasındaki farkı kapatıyordu. İzleyen birkaç yıl içinde halka açılmayı planlayan şirketin tahmini borsa değerinin bugün itibarıyla 35 milyar dolar civarında olduğu düşünülüyor.

Türkiye'de ise trafik sıralamasına göre Google'ın liderliği sürüyor. Alexa web istatistik sitesi verilerine göre ilk sıradaki Google.com.tr'yi Facebook.com izliyor. Üçüncü sırada Google.com, dördüncü Microsoft'a ait live.com, beşinci sırada ise erişim yasağı uygulanan Youtube.com yer alıyor.



http://www.ntvmsnbc.com/id/25069854/